Okullarımız açılırken yeni dönemde beklentiler ve talepler de devam ediyor.
İlkokullarda sınavlar kaldırılmış, liselerde sınıfta kalma geri getirilmiş, açık liseye geçiş zorlaşmış, telefon kullanımına kısıtlama getirilmiş vb. yeni uygulamalar elbette önemlidir, ama yeterli midir, doğrusu sanmıyorum…
Eğitim programı çağdaşlaştırılmadan, öğretmenlerin sorunları çözülmeden ve her şeyden önce eğitimin temel bir insan hakkı olduğu gerçeğinden hareketle her düzeyde parasız hale getirilmesi sağlanmadan istenen sonucu almak mümkün görünmüyor.
“Beyaz Zambaklar Ülkesinde”, Finlandiya’nın esaret içinde bir bataklıklar ülkesi olmaktan, özgür beyaz zambaklar ülkesine nasıl dönüştüğünü anlatan bir kitaptır. Kitabın kahramanı, eğitim sistemini ve toplum yapısını düzeltmek için uğraşan Snelman ile birlikte, toplumun tüm kesimleri bir bütün halinde çalışır ve fakir ülkeyi eğitimle kalkındırırlar. Bu sayede, askeri olarak güçsüz olsa bile kültürel olarak örnek bir ülke ortaya çıkar.
Finlandiya, günümüzde “en gelişmiş eğitim sistemi” ne sahip olmasıyla, eğitimde geri kalmış ülkelere önemli bir örnektir. Ayrıca, bütün Avrupa’da fiziksel olarak en sağlıklı çocukları yetiştirmesi, gelişmiş ülkeler içindeki okul çağı çocukları arasında en başarılı akademik sonuçları elde etmesi ile de biliniyor.
Son dönemde, okul çağındaki çocuklarda fiziksel aktiviteye odaklanan Finlandiya, küçük vatandaşlarının sağlığı konusunda da dünyaya örnek olmaya devam ediyor!...
Yeni bir karar almışlar: Hükümet, ebeveynlere çocuklarının günde üç saat hareket etmelerini tavsiye ediyor. Bu yeni eğitim hamlesiyle özellikle 8 yaş ve altındaki çocuklar hedefleniyor. Bazı sınıflardan sıraları kaldırarak çocukların dersler sırasında da hareket etmelerini teşvik etmeyi planlıyorlar. Okulun spor alanlarını teneffüslerde kullanmayı ve okul saatleri dışındaki spor aktivitelerini artırmayı düşünüyorlar. Fiziksel aktivite çocuğun mutluluğuna katkı sağlıyor ve küçük bir insanın sosyal etkileşim yeteneğini geliştirerek öğrenmeyi kolaylaştırıyor çünkü.
Dünya Sağlık Örgütü, 5-17 yaş arasındaki çocukların ve gençlerin her gün en az bir saat, halk sağlığı kuruluşları, günde bir saatten daha fazla egzersizin sağlık üzerinde ek faydaları olduğunu söylüyorlar.
1940′larda çocuk sağlığı kliniklerini hayata geçirmiş Finlandiya’nın, sağlıkla ilgili “takıntısı” 1970′lere dayanıyor. O yıllarda Finlandiya, kalple ilgili sorunlar yüzünden ölümde dünyanın en yüksek oranlarına sahipti. Bu sorunu, küçük yaştan başlayarak çözme çabası içine giren ülkede, okulların küçük çocuklara besleyici öğünler sunması bir zorunluluk şimdi.
Kitapta Snelman “Ne zaman bizim küçük milletimiz, büyük komşularından daha yüksek bir uygarlığa sahip olursa, ancak o zaman tehlike savuşturulmuş olur!.. Aydın olmak demek, modaya uygun giyinmek demek değildir.. .Halkımızı unutmayınız!.. Halkımızı uyandırmak ve kültürel düzeyini yükseltmek için neler yapıyorsunuz?” diye sormuştu.
Avrupa’nın bizi kıskanmasını bir yana bırakalım! Biz daha okula giden çocuklarımıza günde bir öğün sağlıklı yemek vermekten bile aciziz…
Çocuklar için temel bir insan hakkı olarak bunun insanım diyen herkes tarafından ısrarla talep edilmesi gerekiyor. Onların karnı açken eğitimle ilgili başka ne söylense laf ü güzaf oluyor!…